6 Ocak 2012 Cuma

kafası güzel zionya krallığı





Doğa üstü yeteneklere ya da mucizelere inanma güdüsü insanın yaradılışında var her halde. Hepimiz olağan dışı bir şeyler görmek için can atıyoruz. Sanırım hepimiz hayatın her gün yaşadığımız o sıkıcı döngünün ötesinde bir takım ilginç niteliklere sahip olabileceği gerçeğini görmek istiyoruz. Yalan da olsa aldanmak hoşumuza gidiyor. Yoksa niye Copperfield amcamızı 3 milyar dolar serveti cebe indirip Claudia Shiffer ablamızla gönül eğlendirecek kadar kalkındıralım ki?
 
E tabii, su dolu bir tankta geçirdiği boğulma tehlikesi, bir ip numarasında parmağının ucunun kopması ve birkaç küçük yaralanma da dahil edilirse kendisi biraz da bu kitlenin survivorlarından olduğundan, sabretmiş bu günlere gelmiş diyelim. Bu tip meslekler üzerine düşününce aklıma şu karikatür geliyor, gülüyorum:


Ama bu aldanma dozunun kaçtığı zamanlar da oluyor elbette. Bu saplantılar özellikle dini tarikatlarda ön plana çıkıyor. İnsana ‘bu neyin kafası’ sorusunu sorduracak bir çok tarikat oluşumu var. Ama rastladığım en ilginçlerinden biri Zion Tarikatı. Liderleri tarafından boğaz ağrısından, AIDS’e kadar bir çok konuda şifa dağıttığı iddiası ile müritlerine üç hafta boyunca günde 75 damla hidrojen peroksit içirmek nedir yahu? Sen bir de tut her şişesini 2,70 pounda sat. Hayır zaten sen ne desen yapacak bir güruha fiziksel etkileri önceden belli bir boku niye içirirsin? Amaç iksir hesabı şişe şişe bir şeyler satmak ise hidrojen peroksitten ziyade lohusa şerbeti her iki taraf için de daha güvenilir değil midir a güzel kardeşim? Hem de öyle damla damla içirme, sürahi sürahi sat, ekonomiye can ver değil mi? Tarikat lideri olmuşsun ama adam olamamışsın adaaam…E sonuç, vücutta büyüyen oksijen habbeleri, isilikler, ishal, baş dönmeleri, kalp krizleri… Buyur buradan yak. Hidrojen peroksit ne menem bir şeydir bilmem ama kafalar biraz biraz güzel olmasa 3 hafta da kullanılmaz sanki. Bizimki hala bunların sadece yan etkiler olduğunu, ruh ve bedenlerin temizlendiğini falan söylüyormuş. hı hı…

Gel gelelim bizde de müritlerine tecavüz eden, orasını burasını öptüren sapkın oluşumlar var ne yazık ki. İnsan düşünmeden edemiyor, ulan nedir bu meczup kitleyi bu kadar etkileyen? Şöyle bakınca (sakalların etkisi de olabilir) karizmatik, misyoner özellikleri üstün bir lider profili de göremiyorum. Profili göremiyorum varsa yoksa pedofili… Ama sanırım eğitimsizliğin, geri kalmışlığın olduğu her yerde bu tip oluşumlar da olmazsa olmaz gibi… Yine de şöyle bir düşünüp, en eğitimsiz halimle bile bir insana şuursuzca tapınamam gibi geliyor sanki. Kişinin kendinin en eğitimsiz halini gözünde canlandırması kadar beyhude bir çabanın termodinamiğin temel prensibi olan ‘enerji kaybolmaz’ yasasını çürütecek nitelikte bir enerji kaybı olduğunu düşündüm bak şimdi de…Neyse kaybolan enerji bizden olsun.

Hani illa bi mucizeye tanıklık edeceğiz ya, şu UFO meselesine de fena takığız. Kesin orada bir yerlerdeler birader. Ben de kaç kere heyecan yaptım aha işte UFO diye. Daha geçtiğimiz yılbaşında gök yüzüne bırakılan fenerleri ufo zannedip galeyana geldim. Kesin gelmişlerdi. Zaten diyorlardı Maya Takviminde bu 2012 falan… Bu UFO görme sanrısı insanda ‘şimdi sıçtık’ ile karışık bir ‘holleeyy’ duygusu uyandırmıyor mu? Yani ‘şimdi insanlık tehdit altında’ derken bir yandan da ‘bu sıkıcı hayattan kurtulduk ilginç bişeyler oldu sonunda’ coşkusu oluşmuyor mu bünyede? Belki bende bi bozukluk olabilir.

Bu tip meseleleri çok çok ciddiye alıp bir dizi araştırma yürüten bir Haktan Abimiz var mesela. Çabası takdire şayan gerçekten. Ama sanki zaten karşısında ‘uzaylı muzaylı yok kardeşim’ diyen güçlü de bir muhalefet yok gibi. E bir de birkaç fake foto dışında ortada fol yok yumurta yok. Şimdi öyle olunca da insan düşüncelerini kükreye kükreye savunamıyor. Çok iyi anlıyorum Haktan Abi. Nereden baksan yine bi Rasim Ozan Kütahyalı değil yani...

Bak yine nerelere geldik. Neyse, günümüzün rasyonel dünyasında bir takım ruhani değerlere, fizik ötesine inanmak elbette manevi doyum sağlıyor ama doza dikkat. Doz aşımının, kafası güzel bir zionya krallığına kadar yolu var.

mert

2 yorum:

  1. Hidrojen peroksit dediğin okşizenli sudur,
    Dünyanın ve vücudun dörtte üçü ne ya?
    Temiz hava dediğinde ooo iki bulunur,
    Bilimsellik dediğin daha ne ki be ya?

    Aşık zioni rasyonelizmden anlamaz,
    Karpuz kesmek mevzu mu ki;
    Ehl-i tarikat mikrop dutmaz,
    Ben parama bakarım abi..

    YanıtlaSil
  2. Ufoydu onlar, açık ve net. İçimdeki ufo heyecanını öldüremezsiniz, tamam mı?? :)

    YanıtlaSil