29 Mart 2012 Perşembe

ileri demokraasi...



Hepimizin bildiği gibi demokrasi, hitap ettiği tüm bireylere (vatandaşlarına), organizasyonu (devleti) şekillendirmek adına eşit hak ve özgürlük sunan yönetim biçimidir. Genel algı, devlet yönetim biçimi olmasına rağmen, üniversiteler, işçi ve işveren organizasyonları ve bazı diğer sivil kurum ve kuruluşlar da ‘demokrasi’ ile yönetilir. Aslında demokrasinin tanımı da algısı kadar zordur. Belki anlamı en sık çarpıtılan, sömürülen, kötüye kullanılan, içi boşaltılan kelimedir demokrasi…

26 Mart 2012 Pazartesi

o her şeyi blender*...


Göz kapaklarının ağırlaşması için her yolu denemişti… Tüm ışıkları kapatmak, radyo açmak, radyo kapatmak, ritmik nefes alıp vermek, kafayı yastığa gömmek… Yok! Herhalde yapısal, uykusu kaçtı mı tam kaçıyordu. Saat sabahın 3’üne yaklaşıyor ve yarın sabah işe gitmek için 7’de kalkması gerekiyordu. Yatakta zorlama bir iki dönüş sonrası kalkıp mutfağa yöneldi. Tereyağına kırdığı iki yumurtanın üzerine bolca peynir ufaladı. Aç mıydı? Hayır. Belki bir şeyler tıkınırsa kendini biraz daha mutlu hisseder, uyuyabilirdi. Zaten bu kiloları da sırf kendini oyalarken almıştı…

23 Mart 2012 Cuma

yaşam dediğin iki çizgiden ibaret...


Hatırlıyorum da, babam, yaptığım çocuklukları yermek, artık kazık kadar adam olduğumun altını çizmek için ‘bugün evlensen yarın çocuğun olur’ lafını kullanırdı hep… Ben de sanki biraz da müstehcen bir şeyler duymuşçasına gülümserdim mahcubiyetle karışık...


21 Mart 2012 Çarşamba

hafızamı kaybettim, hükümsüzdür



Bu yazacaklarım, hafızası ne iyi ne de kötü olan, ancak  hafızası iyi olanlara sürekli imrenen birinin safsatalarıdır. Geçenlerde şöyle bir kitaplarıma göz attım ve gerçeklerle yüzleştim. Birçoğunun belki genel anlamda temel içeriğini hatırlasam da maalesef, karakterleri hatta ana fikirlerinı bile anımsayamıyordum. Yani unutacaksak, neden en değerli boş vakitlerimizi kitap okumakla harcarız ki? Sonuçta çok da kalınca olmayan bir kitaba yoğun olarak minimum 6-7 saat harcamamız gerekir ki bitirebilelim. İnsan, bunu düşününce birden okuduğu kitapların neredeyse büyük bir zaman kaybı olduğu hissine kapılıyor.

1 Mart 2012 Perşembe

arkayı dörtleyelim...


Ekümenopolis: 1967 yılında yunanlı şehir planlamacı Constantinos Doxiadis taraf ortaya atılan günümüzün kentleşme ve nüfus artışı hızları göz önüne alındığında gelecekte dünyadaki bütün kentleşmiş alanların ve megapollerin kuşaklar halinde birleşeceği ve tek bir şehir oluşturacağı fikrini temsil eden bir terimdir.

Bu arada konunun İstanbul’da yapılması planlanan üçüncü köprü beraberinde oluşacak kaosu ve çarpık kentleşme problemini inceleyen aynı başlıklı güzeller güzeli belgeseli için bkz: